.

27 Şubat 2013 Çarşamba

Kariyer Konusuna : Farklı Bir Perspektif





Aşağıda paylaşacağım video herbirimizde farklı düşüncelere yol açacak belki de.

Kimimiz izlerken başrolde işe gitmek üzere hazırlanan adama biraz özenecek, herkes ona hizmet ediyor diye niteleyecek, kimimiz eşya figürü alan insanlara takılıp şaşıracak, kimimiz bu durumu yaşam içinde hizmet edenler veya edilenler olarak algılayacak ...............

Filmde İspanyol yapımcılar bu hizmet etme/edilme halini en komedisinden en trajik haline varana kadar işlemişler.

Filmin ilk sahnesi şöyle başlıyor : Saatin içinde smokinli bir adam kollarını sahibinin zamanı görebilmesi için akrep ve yelkovan olarak kullanıyor ve sabah zamanında kalkmasını sağlıyor.

Film ilerledikçe ; Askılık kadınlar, masa görevi gören kadın ve adam, trafik lambası adamlar, ayna tutan adam, asansör görevi gören şişman adam ve taksi adamları görüyoruz.

Filmi izlerken filmimizdeki esas adama mı özenirsiniz hizmet edilen olarak, yoksa asansör veya saat görevi gören insanlara mı üzülürsünüz ? Burada aklınıza farklı düşünceler gelebilir.

Hepimiz hayatın içinde birilerine hizmet ederken, birilerinin de hizmetini almıyormuyuz? Hergün ekmek aldığımız fırıncı, gittiğimiz kuaför, trafik polisi ..........

Aslında başka bir deyişle onlar da kendi işlerini yaptıkları alanlarında kariyer yapmıyorlar mı?

Taksi adamlar yok mudur, gerçek anlamda insanları bir yerden bir yere götüren? Bunu metafor olarak düşünürsek; insanları tolere eden, çabalayan, bir yerlere gelmesi için uğraşan veya onları bir yerlere taşıyan. Böyle insanlar yok mu çevrenizde ?

Şirketlerde de durum böyle,  ofiste çay servisi yapan hanım, müdürünün istediği tabloyu hazırlayan Finans Uzmanı, Genel Müdüre verimlilik raporunu analiz ederek yorumlayan Finans Müdürü... Herkes bir yerlerde hizmet alırken, hizmet veriyor.

İşte asıl filmin en düşündürücü ve trajik sahnesi...O herkesin hizmetini alan kişi şirketine gider çanta ve ceketini bırakır ve görevinin başına geçer sona dikkat.... İzlemenizi tavsiye ederim.


18 Şubat 2013 Pazartesi

Yabancıların Türkiye de Çalışma İzni Alma Aşamaları


Türkiye’de bulunan ve çalışmak isteyen yabancıların çalışabilmesi için çalışma izni alması gerekmektedir. 4817 sayılı Kanun kapsamında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na yapılacak müracaatların elektronik ortamda yapılması ve kâğıt ortamında imzalanarak Yabancıların Çalışma İzinleri Hakkında Kanunun Uygulama Yönetmeliği Ekinde belirlenen diğer belgelerle birlikte Bakanlığa ulaştırılması gerekmektedir.


Yurtdışından yapılacak başvurular...
Yabancılar, yurtdışından çalışma izni için başvurularını milliyetinde bulundukları veya sürekli ikamet ettikleri ülkedeki Türkiye Cumhuriyeti temsilciliklerine yapacaklardır. Temsilcilikler, çalışma izin talebine ilişkin olabilecek değerlendirmeleri ile birlikte bu başvuruları doğrudan Bakanlığa iletirler.


Yurtiçinden yapılacak başvurular...
Yurtiçinden, sadece minimum altıay süreli ikamet tezkeresi almış ve bu süresi sona ermemiş olan yabancılar veya bunların işverenleri, başvurularınıdoğrudan Bakanlığa yapabilirler. Başvuru için istenen belgelerin yapılan elektronik başvuruyu takip eden altı işgünü içinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na ulaştırılması gerekmektedir.


Türkiye’de öğrenim amacıyla verilen ikamet izinleri hariç, herhangi bir sebebe istinaden minimum altı ay süreli ikamet izni almış olup da bu izin süresi içinde çalışma izni verilmiş yabancılardan, Türkiye’nin dış temsilcilikleri kanalı ile çalışma vizesi alması koşulu aranmaz. Ancak, insan ticaretine konu olan veya olabilecek alanlarda çalışacak yabancılar için altı ay süreyle ikamet etmiş olması konusu dikkate alınmayarak, her defasında dıştemsilciliklerimizden çalışma vizesi almaları koşulu aranmaktadır.

Çalışma amacı dışındaki vizelerle veya iki ülke arasındaki vize muafiyet programı veya diğer vize kolaylıklarından yararlanarak Türkiye’ye gelmiş olan ve ikametgah tezkeresi olmayan yabancıların, çalışma izni için yurtiçinden başvuruları alınmamaktadır.

Ülke içinden yapılan çalışma izin başvurularında çalışma izni verilmesi halinde izin belgesinin tebliğ tarihinden itibaren en geç otuz gün içerisinde çalışma meşruhatlı (açıklamalı) ikamet tezkeresi almak için Emniyet makamlarına başvuruda bulunulması zorunludur.

Aşağıda belirtilen yabancıların çalışma izin başvuruları dördüncü fıkrada belirlenen değerlendirme kriterlerine tabi tutulmaksızın sonuçlandırılır:

a) Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı yabancılar,

b) Türk ve akraba toplulukları uygulamaları çerçevesinde ikamet izni verilmiş olan yabancılar,

c)İnsani mülahazalar çerçevesinde ikamet izni verilmiş olan yabancılar,

d)İnsan ticareti mağduru olarak ikamet izni verilmiş olan yabancılar,

e) Anne, baba veya çocuğu Türk vatandaşı olan yabancılar,

f) Vatansız statüsünde ikamet izni verilmiş olan yabancılar.


17 Şubat 2013 Pazar

Kendini Keşfet, Kariyerini Yönet


Bugüne kadar başarıya ilişkin birçok kuram ortaya atıldı. Pozitif düşünce, kuantum düşünce, Secret, vb. kuramlar.

Aslında formül belli hepimiz biliyoruz ki hedefini doğru koyan ve sonra da bunun için çalışan kazanır. Örnek olarak; kişilik ve işyeri performansı arasındaki ilişkinin incelenmesi sonucunda, kişinin özdisiplininin, performansındaki en iyi gösterge olduğu ortaya çıkmış. Bu da disiplinli çalışmanın önemli olduğunun bir diğer göstergesi.Sonuçta başarılı genel anlamda göreceli bir kavram; neyi hedefledin sonuç ne?

Milenyum (aydınlanma) çağı olarak tabir edilen 2000’lerin başından bu yana bir olumlu düşünelim, "olumlama yapalım" akımıdır tüm hızıyla gidiyor. Secret anlayışı bunlar arasında en fazla dikkat çekeni.

Benim secret anlayışından anladığım şu " Bir şeyi aklına koyacaksın, sürekli düşüneceksin, çok isteyeceksin ve olacak.Gönülden isteyeceksin. Yani başka bir deyişle bizim eskilerin deyimi yine karşımıza çıkıyor."Kırk kere söylersen olur". Peki burada çalışıp çalışmamanın önemi yok mu? Sadece isteyecekmisin ?

İnsanlar en olumsuz, en işin içinden çıkılmaz durumlarında bile sadece isteseler ama hiçbirşey yapmasalar istedikleri olacak mı? Tüm ülke olarak istesek ve olumlasak Dünyada Ekonomisi en iyi 3 ülke arasına girermiyiz?

Yıllarca hükümetlerin vaad ettiği 2 anahtar ( bir araba ve bir ev) hemen gerçekleşir mi?

Aslında bu tür görüşlerin çıkış noktası kuantum fiziğiymiş.Kuantum Fiziğinin önemini ve yaşamımıza katacağı farkı Ünlü Alman Fizikçi Werner Heisenberg’in belirsizlik ilkesi için söylediği şu cümlesini okuduğumda anladım ve konuyu bağdaştırdım.“Yol sadece onu incelediğimiz zaman görünür hale gelir” der. Yani diğer bir deyişle siz hangi yolu seçerseniz, o yol sizin gerçeğiniz olacaktır. Bize sürekli sunulan birçok seçenek arasından bilinçli ya da bilinçsiz olarak biz seçim yaparız. Sonuçta gerçekleşen şey kendi seçimimizdir.İyi ya da kötü.

Dolayısı ile sizin için iyi, doğru olanı seçebilmek için gözlemci tarafınızı geliştirmeniz ve başarıya götüren faktörleri iyi analiz etmelisiniz.

Hedefiniz, gözlemlemeye karar verdiğiniz yol; gözlemledikçe de bu yoldaki seçenekleri açığa çıkarmaya başlıyorsunuz. Başka bir deyişle yolunuzdaki fırsatları kavrama ve bunu harekete geçirme yeteneğiniz etkin oluyor.

Hedef koymak ve bu hedeflerin net olması bu nedenle çok önemli.Başarıya giden yolu bulmak ve fırsatları yakalayabilmek için nereye bakacağınızı bilmek ve kendinizde olan yetkinlikleri doğru kullanmak ve geliştirmek çok önemli.

Daha fazla çalışmak, önümüze daha fazla seçeneğin ve fırsatın açığa çıkmasına neden olacaktır.

Bu nedenle diyorum ki yine "çalışan kazanır".Başarının anahtarı : Fırsatları yakalama ve çalışma. Yani sadece istemekle olmuyor.

Durum Kariyer yönetiminde de aynı. Önce hedeflerinizi netleştireceksiniz sonra bu hedefe giden yolları oluşturacaksınız, yeteneklerinizi farkedecek ve geliştireceksiniz. Bunlar için de çok çalışmak gerekli.

Kısacası kariyer yolunda kendinizi de keşfe çıkacaksınız.


Öğrenmek Üzerine


Bir bilge bir göletin başında oturmaktadır dikkatini susuzluktan kırılan bir köpeğin devamlı olarak gölete kadar gelip tam su içecekken kaçması çeker dikkatle izler olayı köpek susamıştır ama gölete geldiğinde sudaki kendi aksini görüp korkmaktadır bu yüzdende suyu içmeden kaçmaktadır. Sonunda köpek dayanamayıp kendini gölete atar ve kendi aksini görmediği için suyu içer.

O anda bilge düşünür, `Benim bunda öğrendiğim şu oldu der. `Bir insanın istekleri ile arasındaki engel çoğu zaman kendi içinde büyüttüğü korkulardır. Kendi içinde büyüttüğü engellerdir. İnsan bunu aşarsa, istediklerini elde edebilir.` Ama biraz daha düşününce aslında gerçek öğrendiği şeyin bundan farklı olduğunu görür.

Asıl öğrendiği şey "İnsanın bir bilge bile olsa bir köpekten öğrenebileceği bilginin var olduğudur." 

Bu yüzden ne varsa diğer insanlarla  paylaş, senden de öğrenilecek bir şeyler vardır... Her insanın bir hikâyesi ve söyleyecek bir sözü  vardır.Değer ver ve dinle...