.

6 Ekim 2013 Pazar

Dünden Bugüne Perakende - 1



Perakende sektörü ile tanışıklığım  1988 yılına rastlar. Mesleğimiz itibari ile bakarsak  o yıllarda  İnsan Kaynakları Departmanı değil Personel Departmanları vardı.
Türkiye' de tabi ki bugünkü gibi AVM ler olmadığı gibi, çığ gibi artan zincir mağazacılık da henüz yoktu.
1988 yılında insanların bakkal, manav ve kasaptan alışveriş yaptığı bir dönemde İzmir' de 400 m2 büyüklüğünde bir marketin açılması nasıl bir dikkat çeker sanırım tahmin etmişsinizdir. Bugün 12000 m2 lik hipermarketlerde alışveriş yaptığımızı düşündüğümüzde sektörün ne kadar hızla ilerlediğini  bir kez daha hayretle fark edebiliyoruz.

Ferhan Şensoy' un yazıp, aynı zamanda canlandırdığı “Kahraman Bakkal Süpermarkete Karşı” oyunu da yine o dönemlerdeki küçük esnafın yok olmaya başlayacağı düşüncesi ile kaleme alınmış, ekonomik endişeleri de  içeren, bu yönde mesajlar veren bir oyundu.
Perakende sektöründe çalışırken hem sektör çok büyümeye ve gelişmeye başladı ve hem de Personel Departmanı anlayışından İnsan Kaynakları anlayışına geçildiği bir dönemi beraberinde tecrübe etme fırsatını yakaladım.
O dönem aynı zamanda Türkiye de enflasyonist,  paradan para kazanılan bir dönemdi. Bu anlamda  bakıldığında yine üretici firmalardan vadeli alım yapan ve peşin satış yaparak vadeyi  faizde değerlendirebilecek bir sektör olan perakende,  bu açıdan da yıldızlaşan bir sektör durumundaydı.
Dolayısı ile o dönem için perakende,  karlılığı çok iyi bunu da esas faaliyet gelirlerinden ziyade  büyük oranda faiz gelirlerinden elde eden bir sektördü diyebilirim. Dolayısı ile vadeli alıp,  peşin satan bir sektördü.

Gelelim işin İnsan Kaynakları  işleyişine.  O günlerde çalışana yapılan ücret ödemesi piyasa ortamına göre iyi durumda desekte maalesef  Perakende meslek olarak görülmemekteydi. Erkek çalışanlar ya askere gidinceye kadar  ya da iyi bir iş bulana kadar gibi düşüncelerle  işe girer özellikle erkek adaylar evlenme hazırlığında  ise deyim yerindeyse “sağlam” bir işe yerleşme eğiliminde olur, sektöre geçici iş algısı ile bakılırdı. Perakende toplum içinde ev geçindirecek aile reisinin işi olarak tabiri ile kalıcı   bir iş olarak  görülmezdi. Genç kızlar da  evleninceye kadar çalışıp,  evlilik öncesi ceyiz hazırlığı yaparım  düşüncesinde  olurdu.

Her ne kadar esnek çalışma  Türkiye de İş Kanununa 2003 yılında girmişse de,   1990 başlarında 
Perakende sektörü, fast food zincirleri (1990 yılları başında tek bir fast food zinciri vardı)   Part Time çalışma uygulaması ile  sektörde öğrencileri istihdam etmeye başladı. Esnek çalışma sistemi de   (Part Time çalışma, sezonluk işgücü, çağrı üzerine çalışma gibi)  yine  zincir mağazacılık ile çalışma hayatımızda yer bulan ve gelişen kavramlardır.

Bu kez de sektör, öğrencilik hayatında cep harçlığı için çalışıp sonrasında yine “sağlam” bir işe yerleşmek isteyen öğrencileri barındırmaya başladı. 

Aday işgücünün algısı bu yönde olunca  çalışan sirkülasyonunun %80 lerde olması normal karşılanacaktır.

Bu arada sektör o kadar hızla ilerledi ki Türkiye de çığ gibi büyüyen AVM ler, Hipermarketler bir anda insanların neredeyse sosyal hayatının  büyük kısmını geçirdiği ve hatta marketlerin sosyalleşme yeri olarak görüldüğü yerler halini aldı. Bu arada 2000 li yıllarla birlikte İnsan Kaynakları  Departmanları da  şirketlerde aşama aşama performans yönetimi, kariyer yönetimi, yetenek yönetimi gibi kavramlarla çalışana  kurum içi eğitim, kariyer şansını açmaya başladı. Bu da perakende sektöründe çalışanın kendine biraz daha gelecek görmesi,  özellikle de Part Time çalışan öğrencilerin en alt kademeden başlayarak sektörde kendilerini daha üst pozisyonlarda  görmeleri itibari ile sektöre ilgiyi arttırdı. Türkiye de maalesef üretim sektörünün fazla gelişememesi ile birlikte  işsizlik ve bu işsizlik içerisinde perakende istihdam ihtiyacının hızla artmasının "geçici" iş algısını değiştirmedeki rolünü de unutmamak gerek.
Bu arada ülkede enflasyonun tek haneleri rakamlara inmesi,  sektörün faiz gelirlerinden değil faaliyet gelirlerinden kar yapma gerekliliğine  sektörde zincir marketlerin hızla artması rekabeti arttırmaya başladı. Karlılığın azalması da çalışan  ücretlerinin  zaman içerisinde azalma eğilimine girmesine neden oldu.
İşkur da perakendeyi  meslek gruplarının içerisine alarak bu alanda  meslek edindirme projesine dahil ederek destek vermeye başladı.

Bununla birlikte  toplumun AVM leri ya da zincir mağazaları sosyal aktivite yeri olarak görme eğilimi, sektöre olan ilgi ile birlikte  sektör çalışanlarının Bayram dönemlerinde ve  akşam daha geç zaman dilimlerinde çalışmasını gerektirmeye başladı. Bu durumun da  adayları, çalışmak için sektörü daha alt tercihlerine  yerleştirme nedenlerinden sayabilirim.  

Geçtiğimiz günlerde İşkur meslek edinme projesinde çalışan bir arkadaşım  adayların bu eğitimleri tamamlama sonrasında kendilerine gösterilen işlere  yerleşmek istemediklerinden, tercih etmediklerinden  bahsetti. Benim burada genç arkadaşlarımıza bir tavsiyem olacak. Perakende kolay bir sektör değil fakat artık hepimiz biliyoruz ki iş hayatında başarı,  ilişki yönetiminden geçiyor. İlişki yönetimi içinse perakende sektörü benim tavsiye edeceğim, çok önemli bir sektör.

İkili ilişkilerde Hizmet sektörü çok iyi tecrübe kazanabileceğiniz bir alan, perakende de yine tabiriyle çok iyi pişebileceğiniz bir sektör.  Sonuç itibari ile Kariyer yolunuzun perakende ile  buluşmasını  tavsiye ederim.





2 yorum:

  1. Seckin Yïlmazer15 Haziran 2021 00:50

    Gulcin Hanim perakende tarihini cok guzel ozetlemissiniz.

    YanıtlaSil
  2. Anlatımdaki enerjinizle bir solukta okudum, bilgi ve tecrubeniz tartisilmaz...

    YanıtlaSil

Katkınız için teşekkür ederiz