Çocuk oyunlarına dikkat ettiniz
mi ? Cocuklar oynarken çevrelerindeki insanların davranışlarını taklit ederler. Eskilerin deyimiyle söylecek
olursak : “Çocuk gördüğünü yapar”
Örneğin; çocuk doktorculuk oynuyorsa kendi gittiği çocuk doktorunu, evcilik
oyunlarında anne-babasını, öğretmen ile ilgili oyunlarda öğretmenini taklit eder. Çocuğa, öğretmeninin
nasıl davrandığını öğrenmek isterseniz oyunlarına dikkat etmeniz yeterli. Sonra
çocuk büyüdükçe yaşantısındaki kişiler artmaya başlar, artık hayatı boyunca
karşılaştığı doktorlar, öğretmenler, gözlemlediği anne-babalar
çeşitlenmeye başlar ve çocuğun verdiği reaksiyonlar gözlemlediği tek bir kişiyi
göstermemeye başlayacağı gibi, artık bu guruplardan farklı kişileri taklit
edebilecek ya da sentezleyebilecektir.
Dünyaya gelen bebekler zamanla bulundukları ülkenin dilini öğrenir,
hatta bulundukları coğrafyanın şivesini alırlar. Bunu doğumdan itibaren
başlayarak duyarak, gözlemleyerek kendi kendilerine yaparlar, bir şekilde çevrelerini
taklit ederler.
Drama eğitimi aldığım sırada,
anne rolü aldığım bir oyun içerisinde bilinçsizce yaptığım bir davranışın
sonradan anneme ait
olduğunu hayretle fark etmiştim.
İş hayatında da birçok insanı
bilinçli ya da bilinçsiz olarak örnek alırız. İş hayatına yeni başlamış bir
genç ilk çalıştığı yöneticisinden iş hayatını
öğrenmeye başlar, henüz karşılaştırabilecek kimse olmadığı için onun
davranışlarını alır, rol model olarak kabullenir, tecrübelendikçe farklı
yöneticilerle çalıştıkça o da tabii ki sentezlemeye başlar, her yöneticiden
yeni birşeyler öğrenmeye kendince olumlu bulduğu özelliklerini almaya başlar. Mükemmeliyetçi
bir yöneticiden işini hatasız ve dikkatli yapmayı, ikili ilişkileri iyi bir
yöneticiden iletişim kurmayı öğrenmesi gibi. Bu nedenle farklı yöneticilerle
çalışmayı, hep faydalı bulmuşumdur. Burada iş, yöneticiyi örnek almaya gelince
hep iyi yöneticilerden bahsedilir. Fakat herşeye biraz da olumlu tarafından
bakmayı sevmemden midir bilemem ama
kötü yönetici ile çalışmanın da bazen
iyi tarafları var elbette. Örneğin : İşine pek dikkat göstermeyen bir yönetici ile birlikte
çalışıyorsanız, işinizde sorun çıkmaması adına çok daha dikkatli ve detaycı olarak onu
tamamlamak zorunda kalabilirsiniz.Bu
durum o dönem için belki sizi üzebilir hatta yorabilir fakat sonrasında bu durum
sizi çok daha çabuklukla ve sağlam iş yapan kişi haline getirebilir.İşin başka
tarafından bakacak olursak da kötü diye nitelediğimiz yönetici
davranışlarının sizde bıraktığı izlenim
ve uyandırdığı kötü duyguları hissederek, bir başkasında bırakacağı etkiyi
kendinizde test ettiğinizden bir başkasına yapmayacağınızdan eminim. Aslında
sözün kısası iyi yöneticiden “ne
yapmamız” gerektiğini, kötü
yöneticidense “ne yapmamamız” gerektiğini öğreniriz. Kötü yönetici olmak gibi
bir isteğiniz varsa o başka mesele
tabii.
Çok kemikleşmiş şirketlerde yönetici
davranışlarının hemen hemen aynı olduğunu ve yönetim tarzlarının birbirine çok benzediğini görebiliriz. Bu
şirketler genelde dışarıdan tecrübeli çalışan almayıp, yeni mezun gençleri içeriden
yetiştirmeyi tercih eden şirketler. Yönetici profillerine baktığımızda
aynı davranış kalıplarının olduğunu ve bu kalıpların miras gibi diğer genç
çalışanlara geçtiğini görebiliriz. Öyle ki yeni yetişmiş gençler başka bir
işyerinde çalışmamış oldukları için kıyaslama yapmak gibi bir şansları
olmadığından şirket içerisindeki yöneticileri rol model olarak alacak ve bu
davranışlar sentezlenmeden yeni yetişen yöneticilere aktarılacaktur.Örnek olarak şirkette otoriter yönetici modelinin
benimsenerek, usta çırak öğretisi içerisinde aynen devam etmesi. Oysa artık
hepimiz biliyoruz ki aynılaştırmak kurum
içi körlüklere ve değişim karşısında dirence ve zayıflığa neden olmaktadır.
Çocukken yapılan taklitler zaman
içerisinde biz büyüdükçe gözlem sayısının artması ile birlikte
sentezlenerek daha iyi modellerin ortaya
çıkmasını sağlamaktadır.Unutulmamalı ki daha iyiyi yakalamak, gözlemlerin artarak iyi sentezlenmesinden
geçmekte.
0 yorum:
Yorum Gönder
Katkınız için teşekkür ederiz