.

30 Mart 2013 Cumartesi

Ödüllendirme:Çalısanla Duygusal Bag Yaratmak


Ödül Yönetim sistemi kurulması İnsan Kaynakları için belki de kaynak yaratmak açısından en zorlanılan sistemlerden bir tanesi.Tabii ki bütçe meselesi, şirket yönetiminin bu konuda ikna edilmesi gerekiyor.İkincisi de çalışana hedef ve kazanımlar çok iyi duyurulmalı. Babavari yöneticilerin çalışanın omzuna dokunarak aferin diyorum, motive oluyor tarzındaki düşüncesinin artık tarih olduğunu biliyoruz. Bazı şirketlerdeyse çalışanın  her ay düzenli  olarak ücretini alabildiği bir işe sahip olması en büyük ödül şeklinde yorumlar dahi gelebilmekte.
Hatta bazen ödül için bu kadar kaynak ayıracağımıza onun yerine şu kadar ek çalışan alırız gibi düşünceler dahi gelmekte.
Oysa ki  şirkette ödül sistemi koymak yerine şu kadar artı çalışan ilave ederiz düşüncesinin bir süre sonra bu ek çalışanında motivasyonsuz kalacağı gerçeği ile karşılaşılabileceğini unutmamak gerekli.Doğru kurgulanmış ödül sistemi şirketlerde ekstra masraf değil,  tam tersine çalışanın motivasyon ve iş verimliliğini arttıran, şirkete aidiyet duygularını geliştiren bir araçtır. Kişiyi ödüllendirmek  demek, çalıştın karşılığında ücretini aldın demenin ötesinde kişi ile duygusal bağın atılmasıdır. Her çalışan   motive olur  ve şirket aidiyetini güçlendirir.
Diğer bir taraftan her  şirketin kendisine ödül sistemi kurabilecek bütçesi olmayabilir. O halde bu şirketlerde  farklı uygulamalarda geliştirilebilinir. Örneğin işinde başarı gösteren,   hedefini gerçekleştiren satış personelinin ya da  hata oranı  düşük  üretim personelinin “Ayın Personeli” seçilmesi ve bunun şirket duyuru tahtalarında duyurulması, bir gün ücretli izin verilmesi gibi.
Ödül sistemi işlemeye başladığında, ayrılan kaynağın çok daha fazlasının şirkete geri döneceği zaten görülecektir.
Şirketlerde ödül uygulamalarının istikrarlı uygulanması,  belirli hedef/kazanımlarının olması ve herkese duyurulması  olmazsa  olmazımız. Ödüllendirme sisteminde  bu faktörler gözönünde bulundurulmazsa, ekip  motivasyonu yapacağız iş verimliliğini arttıracağız derken,  küskün çalışanlar yaratmanın da bir anlamı olmayacaktır.

4 yorum:

  1. Bence İKcı demek çalışanını iyi tanımak demek. Her insan farklı şeylerle motive olur. Eğer çalışanımızı tanıyorsak kişileri tek tek biliyorsak kimi neyin nasıl motive edeceğini tespit edebilirsek çalışan mutluluğunu sağlarız. Çalışan mutluluğu da bağlılığını getirir. Bazılarına ödül olarak izin vermek motivasyon aracı olabilirken bazıları bu durumdan hiç hoşlanmayabilir de...Sistem kişiye göre farklılık yaratacak şekilde kurgulanırsa başarılı sonuçlar elde edilebilir diye düşünmekteyim...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet hepimizin motivasyonel ihtiyacı farklı.Kimimizin başarmak, kimimizin takdir görmek vsvs. Bu nedenle de artık yönetimler/eğitimler kişiye özel indirgenmeye başlandı. Teşekkür ederim.

      Sil
  2. Peki çok büyük veya uluslararası şirketler için çalışanımızı nasıl tanıyacağız ? Iki bin çalışanı tanımak oldukça güç veya farklı kültürlere adapte olmak. Fikrimce her ne olursa olsun IK tüm çalışanları katarak, ortak payda da herkese iş düşmesini sağlayarak başarılı olur. Belki de çalışanlar arasında gizli ajanlarimiz olmalı. Ne dersiniz ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok kişinin çalıştığı hele ki bir de coğrafik anlamda yaygın şirketlerde farklı sistemler kurmak gerekli.Mentorluk sistemi ya da iç Eğitici sistemini kurmak şirket içi hem motivasyonu arttırmak, çalışanı yetiştirmek ve hem de şirket kültürünü yaymak anlamında faydalı olacaktır. Teşekkür ederim

      Sil

Katkınız için teşekkür ederiz